MATEMATİKTEN ANLAR MISINIZ?
"Hocam, matematikten anlar mısınız?" (?)
Bu ne şimdi? Matematikten anlar mıyım?
Anlar mıyım? An matematiğinden, muhtemelen. An'dan da muhtemelen. Matematikten?
Anlar mıyım, bilmiyorum.
An ile matematiği birbirine karıştırmak lazım.
An ile matematiği araştırmak lazım.
An ile matematiği ayrıştırmak mı lazım? Bilmiyorum.
Matematik, otomatik olarak sayı bilimi.
Neyi sayıyoruz?
Koyunları, insanları, parayı, zamanı, uzaklığı...
Sayabildiklerimiz.
Zekâyı? Zekâyı sayabilir miyiz?
Saygı'yı sayabilir miyiz?
Sevgiyi?
Korkuyu?
Doğayı sayabilir miyiz?
Sayınca ne çıkacak?
Nasıl çıkacak?
Sayarsak nereye çıkacak?
Sayı işinden kaçmak istiyorum.
Saygı istiyorum ben, sayı değil.
Saygı sayıya galip gelsin istiyorum. Saygı sayıya galip gelecektir.
Saygı sayıyı yok etsin istiyorum. Saygı sayıyı yok edecektir, biliyorum.
Bir de kaygı var, ona girmiyorum. Melânkolik bir şey, derin endişe...
An'lar mıyım?
Anlar mıyım?
An mıyım yoksa ben? Şimdiki an, şu an.
An'a bakıyorum bir an. An'a bağlı bir hoşluk ve sonsuz bir boşluk görüyorum.
An her şeyi yutuyor.
Sayılar eriyor an'da. (Sıfır'la akrabalık görüyorum an'da)
Saygı, büyüyor.
An, duvarları olmayan bir hapishane. Her an içindeyiz. Kurtulamıyoruz.
An bitince, ansızın, an’sız kaldık, üşüyoruz.
Yataksız, yorgansız kalmak gibi bir şey bu.
An'dayken, an'layken doluyuz; an geçiyor, boşalıyoruz. bizi boşaltıyorlar.
Beni boşalttılar an önce.
"Hocam, matematikten anlar mısınız?"
Anlıyorum. anlıyorum sizi çocuklar. Sizi sevgi ve saygıyla anlıyorum.
"Hocam Din Kültüründen?"
Daha neler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder