9 Nisan 2022 Cumartesi

HACER KARAHAN


 


 

Bugüne kadar bildiğim her şeyi,  bildiğimi sandığım her şeyi unutup yeniden öğrenmeye başlıyorum. Anlamını yitiren her şey,  yeniden can buluyor şimdi içimde.  Bir bitmek tükenmek bilmeyen yenilenme harekâtı bu. Hayatı kavrama ve zamanın hayatı kavramana dahi izin vermeyen hızına hayret etme harekâtı. İste bütün bu hengâmede bir de yol çizmeye çalışıyorum kendime.  Bir ev bulamaya çalışıyorum gönlüme.  Keşke küçükken bir ev bir de ağaç çizip tamam ettiğim resmim kadar kolay olsaydı kendi yolumu çizmekte. Fakat büyümek başıma ne işler açtı.  Hem de daha bu kadar küçükken.  Daha bu kadar başındayken büyümek yolunun. Kim bilir daha kaç savrulmak düşer ömrüme.  Daha yaprak dökeceğim kac sonbahar var önümde. Gönlümün takâtii hakkında ne desem boş. Bazen bu gam yerinde herşeyi öylece bırakıp gitmek  istiyorum , veyahut öylece kalmak. Hiçkimseye değmeden,  hiçkimse bana değmeden sadece yaşamını sürdüren bir bitki gibi asırlarca hareketsiz durmak. Fakat bazen de sanki İsrafil'in sur-a üfleyip herşeyi yeniden dirilttiği gibi Allah da rahmetini üflüyor ruhuma. Öyle can öyle umut buluyor içim. Bir defa değil bin defa da olsa göğüslemek istiyorum yaşamak yükünü. Ömrüm böyle deli akıp gidiyor. Ve korkuyorum. Daha zamanı var dediğim her şeyin zamanının gelip de  alnıma mıh gibi dikildiğinde  o son istasyonun son trenini de kaçıran yolcu gibi kaçırmaktan korkuyorum her şeyi. Halbuki, bir annenin evlat özlemi gibi, hic filizlenmemiş bir aşkın özlemi var daha içimde.  Cok sey var daha içimde.
 
 
FOTOĞRAF: FAİK ERTUĞRUL KIZIL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder