10 Nisan 2022 Pazar

AYKUT AKGÜL | DOKUZ GÜNLÜK

 

 


Dokuz Günlük

1.Gün

bir şarkıyla başlıyorum alıngalığa
daha günün ilk saati
bu kadar erken yoldan çıkmak ilk önce yola ihanettir
kıyafetleri değil
geceleri değiştirelim

2. Gün

rüyamda ölmek üzere olan o sokak köpeği
ve televizyondaki gözlerine siyah bant çekilmiş o suçluya
ne kadar da çok benziyor ellerim
pencereyi kapattım fotoğrafların yüzüne
ocağı söndürdüm ve akvaryumun suyunu değiştirdim
balıklar aynı, hala unutkanlar
hala sanki sürekli aç bırakıyoruz hayvanları

3.Gün

ve belimdeki tabanca kim bilir kime kavuşmanın hayali
paltomu düzeltip çıkıyorum balkona
susmak, hayatta kalmanın cam kenarı

4.Gün

coğrafya araftır
mermi kovanları ve kullanılmış enjektörler aynı hüznü taşır
doğu Roma ihalelerle yıkılmış diyorlar
kuantum bilime bir nebze küs gibi geliyor hep bana
çaresi yok canım benim
gözgöze geldik
artık tüm mevsimler dengimizdir

4.Gün

içimden bir ses bugün şiir yazma diyor
kime çalışıyor duygularım
menfaat ve tamah
bu güzergah çok sabıkalı
çok şımarık ve çok köşelidir
kaos sabrın süslü ahengi
ve şimdi baştan yürümemiz gerekecek bunca yolu
hiç uyumamış gibi bakarak birbirimize
en son kime çalışıyorduk
ona isyan edelim

5.Gün

renkli meşrubatların hepsi sahtekardır
niye prensesler giyiniyor boşluğunda
korkuyorum bu efsaneden
kendim kalmaktan yana tasarruf ediyorum
ejderhaların hepsi alevlerinden istifa mı etmiş
daha neler canım
orak çekiç ve iç çekiş en çok kime yakışıyordu
gitmemiz gerekiyor buradan
Tanrı neredeydi biriniz göstersin

6.Gün

kazanan herkes birbirine benzemiyor mu gerçekten
ellerinde mumlar
ellerinde cezveler
ellerinde cezbedici dualar
fikrim kadar kurtul yaşamaktan
ve bütün cevizsandıklarına özgürlük
özgürlük diye haykır
hemen şimdi

7.Gün

her ceset tanrıya teslim olmak demektir
bunca kahraman suni teneffüs yapmayı nereden öğrendi
bu seferki atların yelelerini hüsranla tutuyor kan

8.Gün

müstakil bir evin
bahçesindeki rüzgara
çevirmiştir artık
bu
masal
bizi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder